6 Nisan 2013 Cumartesi

Arabesk

Filmin afişi
Şener Şen ile Müjde Ar'ın Arabesk filmini izlediniz mi? Ben daha yeni izledim. Bizim evde eski filmler hiç izlenmez. Ben Hababam Sınıfı'nı bile nice zaman baştan sona izleyemedim. Eski filmlerin izlenmemesine bahane şuydu: "Aman 40 defa izledik bunları, değiştir falancayı aç".

Arabesk, Türk sinemasında birkaç örneği daha bulunan absürt komedi türünde bir film. Bana sorarsanız komedi filmleri içinde rahatlıkla ilk 10 içinde yer alır. 1989 yapımı, alay ve iğnelemelerle dolu bu güldürü, Ertem Eğilmez'in son filmiymiş. Hasta yatağından yönetmiş bu filmi.

80'li yılları kasıp kavuran arabesk furyası ve dönemin filmleri ağır biçimde sarakaya alınıyor. Filmin her bir sahnesinin bir amacı var diyebilirim. Her sahnede bir başka filme gönderme yapılıyor. Küçük Emrah'lı, Ferdi Tayfur'lu, Orhan Gencebay'ı, İbrahim Tatlıses'li filmlere de dokundurmalar var. Müjde Ar da, Şener Şen de müzik kökenli sanatçılar olmamasına rağmen bu filmde mikrofon başına geçip dönemin pek moda arabesk şarkılarıyla dalga geçen şarkılar seslendiriyorlar. Filmin müzikal yanı oldukça ağır basıyor. Müzikler Attila Özdemiroğlu ile rahmetli Aysel Gürel'den. Senaryo Gani Müjde.

Filmin konusunu tek cümleyle şöyle anlatabilirim: Birbirini seven iki genç, kaderin cilveleriyle defalarca ayrılır ve kavuşur; en sonunda ölürler ve ölünce birbirlerine kavuşurlar.

Türk sinemasının tüm basmakalıp senaryolarını ve hikâyelerini şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Aklınıza ne gelirse, bu filmde kahramanlarımızın başından onlar geçiyor. Aklımda kalan birkaç örneği sıralamak isterim:

*Müjde Ar zengin ağa kızıdır; Şener Şen ise yoksul bir yanaşmanın oğlu.
*İki âşık köy yerinde aşklarını simgeleyen ağacın altında buluşurlar.
*Kızın babası oğlana para teklif edip, kızının peşini bırakmasını ister.
*Oğlan parayı alır; tam babanın yüzüne fırlatacaktır ki kız bunu görmeden gözyaşları içinde kaçar.
*Kız sevmediği bir adamla evlendirilmek istenir.
*Kız düğün gecesi kaçar. Yolda tecavüze uğrar.
*Kız geneleve düşer; onu iyi yürekli bir adam çekip bataktan çıkarır.
*Oğlan gazinocular kralı tarafından keşfedilir, sahneye çıkar.
*Düğünde terk edilen zengin nişanlı kızın peşine düşer.
*Türlü yanlış anlaşılmalar olur, çözülür, çift kavuşur.
*Tam her şey yolundayken oğlan hastalanır, kısa süre sonra öleceğini öğrenir.
*Kızı kendinden soğutmak için başkasına âşık olduğunu söyler.
*Gelin görün ki dosyalar karışmıştır. Oğlan hasta değildir. Tekrar barışırlar.
*Köylerine dönmeye karar verirler ama vedalaşmaya gittiklerinde gazino patronu kıza sahip olmaya çalışır.
*Olayı yanlış anlayan oğlan üzüntüden çöllere düşer, kahırdan kör olur.
*Yanlış anlaşılma olduğu ortaya çıkınca barışırlar ama evlerine giderken oğlana araba çarpar gözleri açılır. Bu sefer kız kör olmuştur.
*Bir türbeye gidip dua ederler, Tanrı'nın hikmetiyle bu kez de kızın gözleri açılır.
*Gazino patronu kavuştukları için öfkeden çıldırır ve oğlanı kurşuna dizdirir.
*Onlarca kurşun yiyen oğlan ölmez ama hafızasını yitirir.
*Kıza, oğlanın öldüğü söylenir. Gazinocular kralı kızı sahneye çıkartır.
*Oğlan, kızı dinlemeye geldiği gece hafızası yerine gelir ve yine kavuşurlar.
*Tam evlenecekleri gün kızın babası nikâh salonuna çıkagelir. Kardeş olduklarını ve evlenemeyeceklerini söyler.
*Bunun da yanlış anlaşılma olduğu ortaya çıkınca anlaşılır ki nikâh memuru kılık değiştirmiş; kızın düğünde terk ettiği zengin kötü adamdır.
*Tam onları öldürecekken, oğlan silah alır ve onu öldürür. Hapse düşer.
*Kız onu yıllarca bekler.
*İhtiyarlamış olarak yine aşklarını simgeleyen ağacın altında kavuşur, birbirlerinin yanında can verirler.
*Öbür dünyada beyazlar içinde birbirlerine kavuşurlar.
Filmin en komik sahnelerinden biri: Pavyona düşüş

Bizler yukarıda sıraladığım olaylardan biri üzerine kurulmuş filmleri bile izlerken gülünç bulup, alay ederken bu filmde hepsinin birbiri ardında sıralanmasının ne derece bir komedi olduğunu tasavvur edebiliyor musunuz?

Ben izlerken gurur duydum. 1989'da çekilen bu olgunlukta eleştirel bir filmi, bugün 2010'lu yıllarda bile çekemiyoruz. Hollywood yapımı filmleri ağzımız açık izliyoruz. Kendi sinemamızdan çok koptuk. Bence bu tür filmlerin daha çok tanınmaya, tanıtılmaya ihtiyacı var. İzlemenizi hararetle salık veririm efendim. Beğeneceksiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder